Sivrihisar Hakkında
Nasreddin Hoca'nın doğduğu ve öldüğü yer olan Sivrihisar hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum,

Eskişehir-Ankara şehirleri arasında olan, Eskişehir'e yaklaşık 90 km uzakta olan Sivrihisar ilçesi ismini dağlarındaki sivri kayalıklardan almıştır.İlçe çok eski bir yerleşim yeri olmakla beraber içerisinde hala Rum ve Hristiyan simgesi olan binalar bulunmaktadır.Gavur hamamı diye tabi edilen Rum hamamları, Kilise ve birçok Rum kalıntısını barındıran Sivrihisar ilçesinde yakın zamanda Kilise'de restorasyon çalışmaları başlamıştır.

Sivrihisar ile ilgili Wikipedia Bilgileri;
Sivrihisar, Eskişehir'in en büyük ilçesidir. Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Aziz Mahmut Hüdai, Hızır Bey gibi çok önemli Türk büyüklerinin bu ilçeden çıktığı iddia edilmektedir. Ankara'ya 120 km. Eskişehir'e 90 km. uzaklıktadır. 1926'dan önce Ankara'nın ilçesiydi. Sivrihisar 1289 tarihinde Osmanlı hakimiyeti altına girdi. Bir müddet sonra, Osman Bey Sivrihisar’la birlikte bütün Eskişehir çevresinin idaresini kardeşi Gündüz Beye vermiştir.Sivrihisar Osmanlı hakimiyeti altına girmeden önce Ermeni daha sonra Rum şehri idi.Hatta Eski GKRY(Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) Eski Liderlerinden Makarios'un Soyunun geldiği Şehir olarakta söylenmektedir.

Anadolu'daki İlk Bakanlar Kurulu Bakanlar Kurulu 
Anadolu’da ilk kez Sivrihisar Zaimağa Konağı’nda, Atatürk’ün katılımıyla toplanmış. Konak, şehrin merkezinde yer alıyor. Restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışmalara başlamış .Sivrihisar’da tarihi yapıların büyük bölümü şehir merkezi etrafında yapmıştır.Çok fazla efor sarfetmeden hepsini gezip görebilmek mümkün. Eğer gelmişken biraz da spor yapalım diyorsanız, ilçenin sivri kayalıkları tırmanmak için ideal. Kayalıklar üzerindeki Kayasaat’e tırmanarak buradan bölgeye kuşbakışı bakabilirsiniz.

Yemekleri 
Eskişehir’in geleneksel yiyeceklerinin başında,arabaşı gelir.Un,tuz ve suyla yapılan ve tepsilere dökülüp soğuduktan sonra dilimlenen hamuru vardır.Yağlı tavuk ya da horoz suyu kaynatılarak içine limon,tuz,kurutulmuş biberle hazırlanan arabaşı suyu vardır.Hamur dilimleri tahta kaşıkla kaynar tavuk suyuna daldırılır ve yutulur.Hamuru suya kaçıran helva alır. Ayrıca buranın birde "bazlama" denilen ekmeği meşhurdur,bazlamanın pideside yapılır. Sivrihisar'ın aynı zamanda bamya çorbası, kelem(lahana) dolmasını ve un helvası meşhurdur.Bunun yanında meşhur bulgur pilavınıda unutmamak gerekir.Yaprak sarmasınıda unutma.Yaprak sarması ve kelem dolması(kepen'in kelemi) ise "dene" ile yapılmaktadır.Deneyi soracak olursanız bunu ancak Sivrihisarlı olanlar bilir.Ayrıca pırasa dolması,limonla mükemmel olur.Ama o da Kepen'in pırasasıyla olunca harikadır.Birde koçaş patlıcanını da unutmamak gerekir.

67 Ağaç Sütunlu Ulu Cami
 İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikail tarafından yaptırılan yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor. Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli bir birleşiminden oluşan minberi ise şaheser sanat eseri olarak nitelendiriliyor. Ulu Cami’nin kuzeyine düşen ve 1327 - 1328 yılları arasında Melik Şah tarafından, kardeşi Sultan Şah için yaptırılan Alemşah Kümbeti, Anadolu Selçukluları’ndan Necibiddin Mustafa’nın karısı adına yaptırdığı Hoşkadem Camii ve 1492 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Camii şehrin diğer önemli tarihi eserleri.

Kibele’nin Büyük Tapınağı 
Hıristiyanlığın yayılışına kadar, dini inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen ulu ana tanrıça Kibele’nin büyük tapınağı Sivrihisar sınırları içerisinde. Geçmişi M.Ö 3500’lere dayanıyor. Ana Tanrıça, şehir ilkbahara girerken, büyük tapınağı ziyarete gelenlerle birlikte diz çökerek ve kollarını açarak Arayit Dağı arkasından sabahın ilk ışıklarını beklermiş. İlkbaharda bitkilerin yeni baştan canlanışı kutlanır ve vahşi musikinin kışkırtıcı ezgileri duyulurmuş. Pessinus’u ortaya çıkarmak için ilk kazı çalışmaları 1967 yılında yapılmaya başlandı. Çalışmaları Belçika’dan Gant Üniversitesi yürütüyor. Mabet, tiyatro, çarşı, nemropol, mermer su kanalları ve bir kısım bina temelleri ortaya çıkarılmış. Helenistik ve Roma çağına ait olan bu yapılardan yalnızca mabet kalıntıları Frig uygarlığına kadar uzanıyor. Eti ve Frig uygarlıkların yanı sıra Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu gibi önemli uygarlıklara da ev sahipliği yapan Sivrihisar’da, bu dönemlere ait kalıntılar da var.